top of page

Şüphe Gerçek Olduğunda: Paranoid Kişiyi Anlamak

uzmpskmujganpekcet



Paranoid kişi çok büyük, adeta baş edilemez korkularla karşı karşıyadır. Mütemadiyen zarar görme ve aldatılma ihtimallerine karşı şüphe duymak ve bu ihtimalleri bulup engellemek zorundadır. Ne kadar zor bir dünya …

Her his gibi şüphe duymak insani bir histir. Hatta bazı durumlarda ötekine koşulsuz inancın aksine ötekinden ayrışma sağlayan, kritik etme ve yeni bir yaratım ortaya koyma becerisiyle ilintili bir histir. Kişi nevrotik yapıdan öteki uca psikoza doğru salındıkça yani gerçeklikten uzaklaşmaya başladıkça, bu şüphe haline saplanmaya, aklında senaryolar oluşturmaya ve bu senaryolara inanmaya başlar. Bir süre sonra artık gerçekle temas anlamı taşıyan şüphe, ortadan kalkar. Kişi aklındakinden şüphe duymaz hale gelir ve artık kişinin içsel gerçekliği hakikati ele geçirir. 



Paranoid Kişi Ne Yaşar, Ne Hisseder ?


Paranoya, benliği tehlikelere karşı savunma biçimidir. Paranoyada utanma, küçük düşme, aşağılanma, alay edilme korkuları yoğundur. Aile veya arkadaş ilişkilerinde alaya, eleştirilere maruz kalan kişilerde paranoid savunmalar görmek olasıdır.  Ait olduğu gruplardan dışlanmak, farklı olduğu için kötü sözler duymak bu savunmaları arttırır. Bunlara karşı da kişinin meydan okuyan veya bunun tersi sessiz kalan tavrı olabilir. Tüm bu korkularıyla birlikte tecrit duygusu, yalnız bırakılmışlık duyguları içindedir. Utanç ve suçluluk duyguları hisseder.


Yoğun sosyal kaygı yaşayan bireylerin hayatlarının bir evresinde paranoid endişeler taşıdıkları görülür. Bu endişelerle birlikte dışarıyla, insanlarla temaslarını oldukça aza indirirler. Görünmek evden çıkmak istemez, hatta bazen perdeleri sıkı sıkıya kaparlar. 


Dolayısıyla paranoyanın oluşumunda ciddi narsisistik yaralanmalar vardır. Kişi benliğine yönelen bu saldırılardan daima kendisini korumak zorundadır. Paranoid kişi, her şeyden zarar görebilir olan korunmasız kişidir. Kendi içsel şiddetinden dahi kendini korumalıdır, bu da ancak içindeki öfkeyi inkar etmek ve öfke ötekininmiş gibi ona yansıtmakla mümkündür. Bu da, dışarıdan ötekinden korkmakla sonuçlanacaktır.

 


Paranoyanın Psikanalitik / Psikodinamik Açıklaması


Erken gelişim döneminde oral dönemdeki aksamaların paranoid kişilik yapılanmasının temeli olabileceği psikanalitik literatürde ortaya konmaktadır. Bir savunma olarak görece daha kısa zamanlı ortaya çıkan paranoid haller ise nevrozdan psikoza ilerleyen psikanalitik tanı sıkalasının herhangi bir yerinde görülebilir. Örneğin, nevrotik yapıda birinin paranoid düşüncelere sahip olduğunu görebiliriz. DSM-5 gibi diğer tanılama araçlarına bakıldığında paranoya psikotik bozukluklarda, özellikle şizofrenide, bipolar manik depresif duygu durumda, e görülebilen bir semptom olarak görülebilir. Ayrıca, DSM-5’de A kümesine ait  “paranoid kişilik bozukluğu” olarak adlandırılan bir tanı olarak yer alır.


Psikanalitik literatüre baktığımızda Melanie Klein’a göre erken dönemdeki doyumsuzluk ve engellenmişlik yaşantıları, tehlikeli olarak algılanmaya başlar. Bir bebek doyumsuzluk yaşarsa içinde kötü nesneler oluşur ve dünyayı kötü olarak algılamaya başlar, doyum anlarında ise kendisini ve kendisini yansıttığı dış dünyayı iyi olarak algılar (0-3 yaş arası Sizoid-paranoid dönem). Bu dönemde doyum alamadığı deneyim karşısında bebek zorlanır ve nefretini ötekine yansıtmak ister, ancak karşıdan misilleme geleceğinden korkar. Persekütif, zarar göreceğine dair korkular yaşar. Bion’a göre ise bebeğe ait içten ve dıştan gelen kaos halindeki uyaranları annenin yumuşatıp anlamlandırıp dönüştürüp bebeğe geri verdiğinde bebek korkutucu uyaran istilasından korunmuş ve beslenmiş olur. Aynı bir anne kuşun kendi kursağında yemeği yavrusunun öğüteceği kıvama getirip ona vermesi gibi …


Yavaş yavaş bakım veren, bebekten gelen bu kaotik korkutucu beta elementlerini işledikçe çocuğun yansıttığıyla özdeşleşip bu malzemeyle kalabildikçe bebek dünyayla güvenli bir bağ kurma yolunda ilerler. Maalesef bazen, annenin (bakım verenin) bebeğin yansıttığı bu beta malzemesini işlemesi mümkün olamaz. Anne var ama yoktur, depresyondadır, yas dönemindedir veya daha önce kendi beta elementleri alfaya dönüştürülememiştir ve bebekten gelen bu malzemeyi sakinlikle alıp dönüştürmekte bir hayli zorlanır. Bebek için ise; dünya onu anlamıyordur, onun düşünceleri simgeleşememiş ve o kendi çiğ işlemlenmemiş uyaranlarıyla yalnız kalmıştır. Yetişkinlik için bu durum; şüphe, tedirginlik, dünyaya ilişkilere güvensizlik ve tekinsizlik hisleriyle sonuçlanır. Adeta kişinin kendinden başka dayanağı yoktur.

 


Psikoterapide Paranoid Kişiyle Çalışmak


Psikoterapi sürecine karar vermek, bu süreci başlatmak ve sürdürmek paranoyalı kişi için bir hayli zor olabilir. Psikoterapi yeni birine güvenmek demektir. Bunun için terapisti gözlemler, terapistteki herhangi bir değişikliği fark eder, ancak bu değişikliği nasıl yorumladığı kişinin paranoid özelliğiyle ilgilidir. Paranoya sahibi kişilerle çalışırken, her zamanki gibi doğal ve rahat olmak, rol yapmaya çalışmamak, yeri geldiğinde durumları mizahi bir yerden ele alarak onlar gibi biri olduğumuzu hissettirerek onları rahatlatmak  ve paranoya sahibi kişiyi anlamaya çalışmak oldukça  yeterli olacaktır. 


Paranoid kişiye gerçeği göstermeye çalışmak ,senaryo olarak görülenler gerçek de olabilir!, ani yüzleştirmeler yapmak hele ki bunu çalışmanın başında onun karşısında yer alarak yapmak kişiye iyi gelmez. Terapiden fayda sağlamasını zorlaştırır. Bu yüzleştirme kişinin hayatında zaten çevresi tarafından yapılmaktadır ve bu onu kendini daha da savunmak durumunda bırakabilir. Ayrıca aktarım ilişkisinde, terapistin bu tavrı terapisti güvenilmez, yargılayıcı kılar, paranoyalı kişi de küçümsenmiş, reddedilmiş hissedebilir. Paranoid kişi tekinsizlik içinde kafası karışmış ve anlaşılmaya ihtiyacı olan biridir. 


Bu konuda bu kadar neden durduğumu düşündüğümde, daha önce uzun süre çalıştığım psikotik rahatsızlığı bulunan hastaların kaldığı merkezde bilhassa uzmanlar tarafından gördüğüm bu ani yüzleştirmelerin hastalara nasıl geldiğine tanık olmam olduğunu fark ettim. Psikoterapide de uzmanların zamanı gelmemiş, ani yüzleştirme eğilimleri olabileceğini düşündüm.

Terapist olarak, paranoyayı yaratan paranoyanın altındaki ihtiyacı ve duyguyu anlamaya çalışmak çok önemlidir. Hastanın gerçeği bizim için önemli olandır. Terapist, zamanla hasta için beta elementlerini sentezleyip, ona alfa elementi olarak geri verecektir.



Son Olarak ...


Paranoyası olan kişi için bu güvenilmez, niyetini anlayamadığı kişilerin olduğu kendini diğerlerinden koruması gereken bu dünyada güvenebileceği bir kişinin güvendiği alanlarının olması çok önemlidir. İlişkilerinde şüpheye olabildiğince yer bırakmayacak bir tutarlılık ve içtenlik, paranoya sahibi kişiler için güvenli bir bağ kurmada ve dış dünyayla bağını da yavaş yavaş güvenli hale doğru getirmede elzemdir. Kapsayan bir çevre her zaman iyi gelecektir …  

 



Müjgan Pekçetin

Uzman Klinik Psikolog, Sosyolog


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 comentário

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação
Convidado:
26 de set. de 2024
Avaliado com 5 de 5 estrelas.

Şizofreni hastası oğlum var. Şüphe duymaya başlamıştı. Bizden bile şüphe duymaya başladı. Şimdi daha iyi çok şükür. Psikiyatristi psikoterapi önerdi. Hep destek olduk. Destekle daha iyi oldu. Şimdi çalışıyor gezilere gidiyor. Kız arkadaşı var evlenecekler. Siz de onları anlamayı ve destek olmayı yazmissiniz. Müjgan hanım, Çok başarılı bir yazı. Umariz ihtiyaci olanlara ulaşır. Emeğinize sağlık.

Curtir

İstanbul Psikolog, Göztepe Psikolog, Maltepe Psikolog, Kartal Psikolog, Suadiye Psikolog, Bağdat Caddesi Psikolog, Caddebostan Psikolog, Bostancı Psikolog, Kadıköy Psikolog, Online Psikolog

uzm.psk.mujganpekcetin@gmail.com

Bostancı / Kadıköy

0555 630 23 68

  • Instagram
  • Twitter
bottom of page